Putin B planına geçti bomba iddia: C planı gerçekten korkunç, D planını yazmaya bile korkuyorum

Wall Street Journal’a konuşan üst düzey yetkililer, Moskova’nın Kırım’ın kara bağlantısını kuvvetlendirmeye ve kuşatmaya öncelik vereceğini söyledi.

Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaş bütün şiddetiyle sürerken Moskova’nın hızlıca zafer elde edememesi bundan sonrasına dair soru işaretleri yarattı.

ABD’nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal’a (WSJ) konuşan Amerikalı yetkililer, ‘Rusya, B Planı’na geçiyor’ diyerek Moskova’nın nasıl hamleler yapabileceğini anlattı.

ABD ve müttefiklerine göre Moskova, Kiev’in alınmasının yalnızca günler sürmesini ve hızlıca Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski’nin yerine Rusya yanlısı birisinin getirilmesini bekliyordu. Üç haftalık savaş sonunda bu hedefler gerçekleşmeyince de Rusya Devlet Başkanı taktik değiştirdi.

Biden yönetimindeki üst düzey yetkililerden görüş aldığını bildiren gazete, Vladimir Putin yönetiminin sahadaki kilit noktaları ele geçirerek Kiev yönetimini Rusya’yla Batı arasında tarafsız kalma taahhüdünü vermeye zorladığını bildirdi.

Biden yönetiminin şimdiki değerlendirmesine göre, Moskova şimdi Kırım ve Donbas bölgelerinin Rus toprakları olduğunu Kiev’e kabullendirmek ve bu bölgelerin Rusya topraklarıyla bağlantısını güçlendirmek için hamlelerini devam ettirecek. Mariupol kentinin de Rusya’nın Kırım’a karadan bağlanan bir koridor kurmak için kuşatıldığı bildirildi. Askeri baskı da sürdürülerek Ukrayna kentleri bombardımanlarla hedef alınacak.

Amerikalı yetkililer, tüm bunlar işe yaramazsa Moskova’nın sahada tuttuğu toprakları bırakmayarak çatışmayı sürdüreceğini belirtti. İsmi açıklanmayan bu yöneticilerden biri, “Askeri değerlendirmelerimize göre kuşatma taktiklerine dönüyorlar” dedi.

Bu da, Moskova’nın talepleri karşılanmadığı takdirde savaşın aylar boyunca sürebileceği anlamına geliyor. Amerikalı yetkililer, Rus birliklerinin daha fazla başarı elde etmesi halinde Moskova’nın hedef büyütebileceğini belirtirken, başkent Kiev’in layıkıyla kuşatılarak alınmasının pek de kolay olmadığını da vurguladı.

Bazı uzmanlarsa savaş sahasına çok fazla odaklanarak yapılan analizlerin sıkıntılı olabileceğine işaret etti. ABD’nin eski Polonya Büyükelçisi Daniel Fried, Putin hakkında şu ifadeleri kullandı:

Rusya’nın saldırdığı Ukrayna’da 26. gün raporu! Yüzlerce sivil can verdi

“Amacı hiç değişmedi, değişen şey taktikleri. Ukrayna hükümetinin kellesini hızlıca alma düşüncesi işe yaramadı. Şimdi yalnızca direndikleri ve bu ortadan kaldırılması gerektiği için onları topa tutuyor. Bu Stalinvari…”

New York Times gazetesinin ünlü köşe yazarlarından Thomas L. Friedman da bugünkü yazısına ‘Şimdi Putin’in B Planı, Biden ve Zelenski’nin A Planı’na karşı’ başlığını attı. Kremlin’de herhangi bir gizli kaynağının olmadığını ve Putin’in Ortadoğu’da sürdürdüğü eylemlerden hareketle konuştuğunu söyleyen Friedman, D Planı’nın nükleer ya da kimyasal saldırı olabileceğini belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Biden ve Zelenski’nin zafere ulaşmasını umalım çünkü Putin’in muhtemel C Planı gerçekten korkunç, D Planı’nın ne olacağını yazmaya bile korkuyorum. B Planı, Rus Ordusu’nun Ukraynalı sivillere, apartmanlara, hastanelere, iş yerlerine ve hatta sığınaklara saldırması ki bunların hepsi son birkaç haftada yaşandı. Amaç, Ukraynalıları evlerinden kaçmaya teşvik edip Ukrayna içinde ve daha daha da önemlisi çevredeki NATO ülkelerinde dev bir mülteci krizi yaratmak.”

Friedman, Putin’in planına göre mülteci kriziyle boğuşmak istemeyen NATO ülkelerinin Zelenski’ye baskı yaparak Moskova’nın isteklerini kabul ettireceğini de öne sürdü. Ünlü köşe yazarı, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa içinde yaşanarak en hızlı büyüyen mülteci krizinde üç buçuk milyona yakın Ukraynalının harekete geçtiğini hatırlattı.

24 Şubat’ta başlayan savaşta ABD’nin tahminlerine göre 7 bine yakın Rus askeri öldü. Batı basını, Moskova’nın özellikle lojistik konusunda sıkıntılar yaşadığını bildiriyor.

Diğer yandan Kiev’le Moskova arasındaki müzakereler sürüyor. Ukrayna yönetimi, Kırım ve Donbas’ın resmen Rusya’ya bırakılmasını ve Batı dünyasına entegre olup NATO’ya asla girmeyeceğini taahhüt etmeyi henüz kabullenmiş değil.

ABD Başkanı Joe Biden, perşembe günü Brüksel’deki NATO ve Avrupa Konseyi zirvelerine katılacak. Kaynak: (Independent Türkçe, Wall Street Journal, New York Times, Şarkul Avsat)