imamının, “eşeğin anırdığını duyarsanız Abdestiniz bozulur” dediğini, o yüzden de, senelerdır bunu uyguladıklarını söyler. İmam, bu tür bir şeyin olamayacağını ifade ederek hadiyi araştırır. Öğrenir ki, çok seneler önce, köyde su olmadığı amacıyla köy halkı toprakla Abdest alıp, yani teyemmüm yaparmış. Tabi ki, köye su, eşeklerin sırtında taşındığı amacıyla de, o sürenin imamı bir vaazında; “köyde su olmadığı amacıyla, Abdestinizi toprakla temin edebilirsiniz ancak, eşeğin sesi duyulduğunda sırtında su taşıdığını bildiğiniz amacıyla, toprakla alınan Abdest bozulur; zira bundan sonra su vardır” demiş. Ancak, vaazı gönülsüz dinleyen bir köylü, yalnızca “eşek anırmasını duyarsanız Abdest bozulur” bölümünü duyup, bunu da halka yaydığı amacıyla, herkes de sorgulamadan bunu uygulamış. Görünen o ki, vakit geçtikçe bu hikayedeki şartlar değişmiş olsa da, insanoğlunun huyu, pek değişmemiş. Ne yazık ki, hala daha insanoğlu, bir husus hakkında, bilgi edinme, ya da doğrusunu öğrenme yerine, duydukları ile hareket edip, duyduklarına gösterdiği reaksiyonlarle, toplusal refleksler meydana gelmesine namacıyla oluyor. Medyada yer alan ya da birilerinin kulaktan dolma verilen bilgilerle, ç-ığ gibi büyüyen reaksiyonlar yaratabiliyor
imamının, “eşeğin anırdığını duyarsanız Abdestiniz bozulur” dediğini, o yüzden de, senelerdır bunu uyguladıklarını söyler. İmam, bu tür bir şeyin olamayacağını ifade ederek hadiyi araştırır. Öğrenir ki, çok seneler önce, köyde su olmadığı amacıyla köy halkı toprakla Abdest alıp, yani teyemmüm yaparmış. Tabi ki, köye su, eşeklerin sırtında taşındığı amacıyla de, o sürenin imamı bir vaazında; “köyde su olmadığı amacıyla, Abdestinizi toprakla temin edebilirsiniz ancak, eşeğin sesi duyulduğunda sırtında su taşıdığını bildiğiniz amacıyla, toprakla alınan Abdest bozulur; zira bundan sonra su vardır” demiş. Ancak, vaazı gönülsüz dinleyen bir köylü, yalnızca “eşek anırmasını duyarsanız Abdest bozulur” bölümünü duyup, bunu da halka yaydığı amacıyla, herkes de sorgulamadan bunu uygulamış. Görünen o ki, vakit geçtikçe bu hikayedeki şartlar değişmiş olsa da, insanoğlunun huyu, pek değişmemiş. Ne yazık ki, hala daha insanoğlu, bir husus hakkında, bilgi edinme, ya da doğrusunu öğrenme yerine, duydukları ile hareket edip, duyduklarına gösterdiği reaksiyonlarle, toplusal refleksler meydana gelmesine namacıyla oluyor. Medyada yer alan ya da birilerinin kulaktan dolma verilen bilgilerle, ç-ığ gibi büyüyen reaksiyonlar yaratabiliyor